Edremit Çevre Derneği, deniz kirliliği , altyapı sorunu ve Zeytinli Arıtma Tesisinine ilişkin yazılı bur basın açıklaması yaptı.
Edremit ve Körfez sakinlerinlerine seslenen Edremit Çevre Derneği, " Yıllardır süren altyapı eksikliği ve deniz kirliliği sorununu, bugün getirilip "Zeytini A. A. Tesisi nereye taşınmalı?" çekişmesine sıkıştırılıyorsa ve bunda ısrarlı olunuyorsa, bu işe farklı bir açıdan bakmak gerekiyor demektir" dedi.
Büyükşehir Belediyesi'nin yeni yönetimi, sorunun çözümünü başlatacak olan Zeytinli ve Güre İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi uygulama projeleri için ihale yaptığını ancak,
gerekli hazırlık, mühendislik çalışması ve zemin etütlerini sürdüğünü dile getirdi.
Bu yatırımlar için Cumhurbaşkanlığı Yatırım Programı'na müracaatlar yapıldı, onay istendiğinin altını çizen Edremit Çevre Derneği,
" Sonuçlanınca finansman temini ve ÇED süreçleri başlayacak. O zaman yapılacak tesislerin detayını göreceğiz.
Güre tesisinin yeri çoktan hazır. Orada sorun yok. Fakat Zeytinli için 31 Mart yerel seçimlerinden beri Büyükşehir ısrarla iki ayrı alternatif üzerinde çalışıyor. Bunlar, Hazine'ye ait olan 57 dönümlük mevcut tesisin arazisinde genişlemek veya Edremit Belediyesi'ne ait Çıkrıkçı'daki 112 dönüm arazinin devralınıp orada yeni bir yatırım yapmak şeklinde belirlenmişti. Her ikisinin de mülkiyet yapısı, zemini, maliyet yükü, inşaat uygulama avantajı, yasal süreçleri ve kamu yararı yönünden olumlu veya olumsuz tarafları var. Hazırlıklar bunların hepsi dikkate alınarak ve teknik yönden BASKİ tarafından tamamlanacak, kararı da Balıkesir B. Belediyesi Meclisi verecek.
Ağustos başındaki gelişmeler ve basında çıkan çeşitli haberler sonucunda Zeytinli yatırımı için mevcut yere karar verildiği yönünde bir düşünce oluşmuştu. Kamuoyu da 1,5 yıl sonra nihayet, yer seçiminin netleştirilmesine sevinmişti. Fakat 27 Ağustos'ta birden bire T. C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü tarafından "Balıkesir İli, Edremit İlçesi, Zeytinli Mahallesi Sınırları İçerisinde Kalan Alanda 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği - Plan Değişikliği Gerekçe Raporu" askıya çıktı. Balıkesir B. Belediyesi'nin hazırlatıp 2025 Mayıs'ında önerdiği değişiklik incelenip uygun görülerek süreç başlatılmıştı.
Bu raporun son bölümüne de "Kaldırılan 'Atıksu Tesisi Alanı'na istinaden; Çıkrıkçı Mahallesi 199 ada 16 parsel, 'Atıksu Tesis Alanı' olarak planlanmıştır. Söz konusu parsel Edremit Belediyesi mülkiyetinde olup 11,19 hektar büyüklüğe sahiptir." ibaresi eklenmişti. Bunu görünce herkes, "bu raporun içinde Y. Yılmaz'ın ruhu var" dedi. Adeta 3 yıl öncesine geri döndük ve Dalyan yağmasına devam edileceğini gördük. Bu nasıl bir "A. Akın projesi" olabilir ki? Talimatı o vermiş olabilir ama hazırlayan hangi ekip, Bakanlık hangi "katkıları" yapmış? Asıl sorulması gereken bu. Fakat bunun yerine günlerdir planının tamamı yerine, sadece arıtmanın yeri tartışılıyor. İktidarın siyasi partileri ve basın kuruluşları "Y. Yılmaz'a verilmeyeni, şimdi A. Akın istiyor" diyerek algı yönetimi yapıyor. Böylece son yerel seçimlerde Y. Yılmaz'ın ortaya attığı ve arıtma yapmamasına mazeret gösterdiği, hatta gelen kredinin geri gittiği söylemlerine malzeme ettiği bir husus, tekrar servis ediliyor. Üstelik "o zaman bu arazi verilseydi, şimdi deniz kirliliği kalmazdı" gibi sonuçlar da çıkartılıyor. Oysa gerçek "AKP kendisi yapmadı, şimdi CHP'li yönetime yaptırmıyor ve başka bir yöne çekiyor" olmalıdır.
Büyükşehir Belediyesi gerekli görmesi halinde imar planı değişikliği yapar elbette. Ancak askıdaki bu rapor "gerekçeyi" yeteri kadar ifade edemiyor. Plan değişikliğinin gerçek sebebi nedir? Tek amaç, mevcut arıtmayı Çıkrıkçı'ya taşıyacak bir imar altyapısını plana işlenmesini sağlamak değil herhalde. Büyükşehir neden 1,5 sene sonra bu noktaya gelme gereği duysun ki? Yoksa raporun son bölüme eklenen o cümle, Bakanlık tarafından mı tavsiye edildi? Şu ana kadar kamuoyu bunları öğrenemedi. 2 Eylül yapılan Edremit Belediye Meclisi'nde bu konu gündem dışı görüşüldü ama tatmin edici bir açıklama çıkmadı ortaya haliyle. Şimdi 11 Eylül'deki Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Meclisi toplantısı bekleniyor konunun açıklığa kavuşması için. Bu gerekli, zira yeterli açıklama yapılmazsa, bunun altında ne yatıyor diyenler de çıkar "Y. Yılmaz'a verilmeyen, bu haliyle A. Akın'a da verilmez" der, askı süresinde itirazını yapar, gerekiyorsa dava da açarlar. İmar değişikliğinde esas kamu yararıdır, deprem tehdidi veya halk sağlıdır. Hiçbir siyasetçi sus payı verir gibi halka "arıtma tesisi" lütfedip, kentsel rant geliştirme ve paylaşma işlerine girişemez. Bu işte açıklanması gereken noktalar var.
1-) Halkın öncelikli talebi, projelendirilen Zeytinli (500 bin kişilik) ve Güre (200 bin kişilik) İleri Biyolojik Arıtma Tesislerinin inşasına hızla başlanması ve en kısa sürede bitirilmesidir. Çünkü bu iki kronik sorun çözüldükten sonra, Körfez'e 10 farklı noktada daha acil müdahale yapılması gerekmektedir. Dolayısıyla iki dönemdir, "yatırım yeri" konusunda yapılan tartışmalar ve siyasi polemikler halkın sabrını taşırmıştır.
2-) Çıkrıkçı arazisine bu planla "arıtma yeri" yazmakla da iş bitmez. Orasını "Büyük Ova Projesi" kapsamından çıkartmak, kamulaştırma ve çevresel engelleri gidermek ve işin altyapısını hazırlamak gerekir. Bu da "zaman" demektir, çözüm için atılacak adımların gecikmesi anlamına gelecektir.
3-) Mevcut tesisi "kaldırılan" diye anarak kurulan o cümleyi de açmak lazım. Nasıl kaldırıldı? Yücel Yılmaz'ın 1.065 dönümlük imar planıyla yapıldı. Kağıt üzerinde, halen çalışmakta olan o tesisin bulunduğu yer bir anda "yeşil alan" oluverdi. Nereye gittiği de belirsizdi. Bu sebeple de Edremit Çevre Derneği bir idari dava açtı, o planın önce uygulamasını durdurdu, sonra da iptal ettirdi. Daha sonra Balıkesir Mimarlar Odası da aynı yolu izledi. Hala bu konudaki hukuki süreç üst mahkemelerde devam ederken, Büyükşehir'in aynı alanı da kapsayan yeni bir 1.708 dönümlük bir imar planı değişikliği yapmaya çalışması hukuki temelden yoksundur. Geçerliliği kalmayan bir plan nasıl değiştirilebilir?
4-) Birileri çevreci kesildi ve Çıkrıkçı konusunu öne çıkartarak "siyaset" yapıyorlar ama aslında imar değişikliğinin toplamına bakmak gerekiyor. Edremit TDİOSB'nin sınırından başlatılan imar değişikliği alanı Edremit Çayı'nın kuzeyine geçip, mevcut arıtma tesisi ve çevresindeki tüm Hazine arazilerini kapsıyor ve sahildeki Atatürk Caddesi'nin her iki yanında ilerleyip Zeytinli Çayı'nı ve sonra da Kızılkeçili Çayı'nı da aşarak Akçay'a kadar dayanıyor. Neler var peki buralarda? Eski Turban Oteli'nden arda kalanlar var, iki katli eski binalar var, askeri ve sivil kurumların dinlenme tesisleri var. Bütün bu alanda yoğunluk ve kat artışı yapılınca, bu imar değişikliğinin rant için yapıldığı görülüyor. 3 sene önceki hazırlık kaldığı yerden devam ettirilecek. Hazine Bakanlığı, planla değeri artan bütün bu arazileri satar, Büyükşehir kasasını doldurur, inşaatçı ve müteahhitler ile malikler de iyi para kazanır. Gerçek amaç buysa, kamu yararını savunması gereken halkçı A. Akın, bu planla kime yakın duracak?
Y. Yılmaz döneminde sonuçlandırılamayan rant paylaşımını, şimdi A. Akın üzerinden bitirmeye çalışan birileri var sanırım. Bu bölgede arazi kapatmış, imarın değişmesini bekleyen çevreler olduğu da biliniyor. İmar planı geçerse, Edremitlinin önüne bir arıtma yatırımı koyacaklar ama Ankara – Balıkesir hattında birileri de çok kazançlı çıkacak. Fakat üç sene sonra o bölgede oluşacak yoğunluk nedeniyle, zaten 500 bin kişilik arıtma da çoktan yetersiz kalacak. Doğal yaşam parkı yapılacak, devasa yeraltı su depolarını koruyacak bir alan da yok edilmiş olacak. İnşaat ve beton uğruna bu kayba neden razı olalım?
A. Akın 11 Eylül'ü de beklemeden hemen, acil olarak bu imar planı değişikliği teklifini kamuoyuna detaylı bir şekilde izah etmelidir. Halkın rızasını almadan, imar yapmak CHP'li yerel yönetimin işi olamaz. Mevcut yer neyimize yetmiyor da bu yola gidiliyor. Hem de böyle bir dönemde.!" Denildi.
HABER: EREN GAZİ KAVLA