Son zamanlarda kendi kendime düşünüyorum; futbolun tadı mı kaçtı, yoksa biz mi o eski heyecanı kaybettik? Balıkesir’in her köşesinde top koşturduğumuz, ayakkabılarımızı çıkarıp toprak sahalarda maç yaptığımız günleri hatırladıkça içim burkuluyor. O zamanlar ne skor önemliydi ne de kimin yıldız olduğu. Yeter ki top dönsün, yeter ki yürekle oynayalım!
Şimdi bakıyorum da, her şey para, transfer, reklam olmuş. Tribünlerde bile eski samimiyet kalmadı. Eskiden Atatürk Stadı’nın dolup taştığı o maçlarda, herkes aynı heyecanla “Haydi Balıkesirspor!” diye bağırırdı. Şimdi o ruhu bulmak zor. İnsan özlüyor o saf sevinci, o içten coşkuyu.
Futbolun güzelliği biraz da mahallede gizliydi aslında. Akşamüstü sokakta, kim kaleye geçecek kavgası yaparken bile mutluyduk. Ne VAR vardı, ne taktik konuşanlar… Sadece gönlümüzle oynardık. Şimdi ekran karşısında, herkes birer yorumcu olmuş ama kimse topun peşinden koşmuyor.
Bence yeniden o günlere dönmek lazım. Yine mahalle aralarında, yine dostça bir maç yapmak… Kaybedince surat asmak yerine “olsun, güzel maçtı” diyebilmek. Çünkü futbolun ruhu, para ya da şöhrette değil; dostlukta, mücadelede, o çocukça sevinçte gizli. Yeter ki yüreğimizdeki futbol sevgisini kaybetmeyelim.